BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ SÜRESİ GEÇMEDEN KARAR VERİLİRSE?

Tahkikat aşamasında bilirkişi raporu alınmışken 2 haftalık itiraz süresi beklenmeden hüküm verilmesi savunma hakkının ve dolayısıyla hukuki dinlenilme hakkının ihlaline yol açar. Bu da bozmayı gerektirir. Bu yöndeki Yargıtay Kararı şu şekildedir:

YARGITAY KARARI

M..G..ile M.. S.. aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne ve eşya alacağı davasının reddine dair Kozan 1.
Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 10.03.2014 gün ve 470/203 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı
vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ev eşyası talebi ile birlikte evlilik birliği içinde davalı adına edinilen taşınmaz nedeniyle katılma
alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının katılma alacağının olmadığını, dava konusu taşınmazın kooperatiften kendi çabaları ile
alındığını ve halen taksitlerini ödediğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece eşya alacağı yönünden talepten vazgeçildiğinden reddine, taşınmaz yönünden taşınmazın edinilmiş
mal olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, 30.000,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya
verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, eşya alacağı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir.

  • Oturum arasında verilip hükme esas alınan bilirkişi raporunun Mahkemece taraflara tebliğ edilip, beyanda
    bulunmak üzere iki hafta kesin süre verildiği ve rapor davalıya 28.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde; iki haftalık
    süre geçmeden önce yapılan 10.03.2012 tarihli duruşmada davalının mazeretinin reddine karar verilerek tahkikat
    bitirilerek dosya karara bağlanmıştır. Bu şekilde yapılan yargılama işlemiyle, davalının bilirkişi raporuna karşı
    yapabileceği savunma imkânı elinden alınmış, bu suretle davacının adil yargılanma hakkı kapsamındaki hukuki
    dinlenilme hakkına (HMK m. 27) aykırılık oluşmuştur. Açıklanan nedenle davalının esasa ilişkin diğer temyiz
    itirazları incelenmeksizin hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
  • Kabule göre de;
    Davacı tek bir dava değeri belirterek; hem katılma alacağı, hem de ev eşyası alacağı talep etmiş; bunlardan
    vazgeçme nedeniyle eşya alacağı talebinin reddine karar verildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davalı
    yararına reddedilen miktar üzerinden (gerekirse HMK 31. maddesi gereğince dava değeri içinde ev eşyaları için
    talep edilen alacak miktarını davacının açıklaması istenilerek) vekalet ücreti takdirinin düşünülmemesi de doğru
    olmamıştır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 1. bentte gösterilen sebeple 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi
    yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma sebebine göre, diğer temyiz
    itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun
    440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 512,50 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sohbet aç
1
Merhaba. Size nasıl yardımcı olabilirim?