Öncelikle EYT olarak bilinen Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın kimler olduğu ve hangi durumları kapsadığını ifade etmek gerekir. Emeklilikte yaşa takılanlar yani EYT’liler, 8 Eylül 1999 tarihinde yapılan kanun değişikliği ile sigorta primleri bu tarihten önce ödenmeye başlanan ancak emekliliği hak etme koşulları bakımından yapılan değişiklikle yaş şartı koşulunu sağlamayan ve bu nedenle de emekli olamayan kişilerdir. Peki, yapılan kanun değişikliği nedir?
23810 s. Resmi Gazete ile yapılan değişikliğe göre;
Geçici Madde 81 – (Ek: 25/8/1999 – 4447/17 md.) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte; A) Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümlere göre yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ve sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümler uygulanır. B) (Yeniden düzenleme: 23/5/2002-4759/3 md.) 23.5.2002 tarihinde; a) (A) bendi kapsamında olanlar hariç sigortalılık süresi 18 (dahil) yıldan fazla olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 40 yaşını doldurmaları, sigortalılık süresi 23 yıldan (dahil) fazla olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 44 yaşını doldurmaları ve en az 5000 gün, b) Sigortalılık süresi 17 (dahil) yıldan fazla, 18 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 41 yaşını doldurmaları, sigortalılık süresi 21 yıl 6 ay (dahil) dan fazla, 23 yıldan az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 45 yaşını doldurmaları ve en az 5000 gün, c) Sigortalılık süresi 16 (dahil) yıldan fazla, 17 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 42 yaşını doldurmaları, sigortalılık süresi 20 yıl (dahil) dan fazla, 21 yıl 6 aydan az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 46 yaşını doldurmaları ve en az 5075 gün, d) Sigortalılık süresi 15 (dahil) yıldan fazla, 16 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 43 yaşını doldurmaları, sigortalılık süresi 18 yıl 6 ay (dahil) dan fazla, 20 yıldan az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 47 yaşını doldurmaları ve en az 5150 gün . .
p) Sigortalılık süresi 3 (dahil) yıldan fazla, 4 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 55 yaşını doldurmaları ve en az 5975 gün, r) Sigortalılık süresi 2 yıl 8 ay 15 (dahil) günden fazla, 3 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 56 yaşını doldurmaları ve en az 5975 gün, Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.
Kısacası sigorta primleri 1999’dan önce ödenmeye başlanan kişiler gün ve prim şartını sağlasalar dahi sigortalılık süresine göre değişmekle birlikte erkeklerde 44 ila 56 ve kadınlarda 40 ila 55 yaşını doldurma şartı ayrıca aranmaktadır. Bu nedenle sigortalılık süresi ve bunun ne zaman başladığının tespiti önem arz eder.
EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR İÇİN HUKUKİ ÇARE NEDİR?
Bazı durumlarda çalışan, sigortaya bildirim yapılmadan ve sigorta primleri yatırılmadan bir müddet çalışır. Durumu öğrenen çalışan sigortasız olarak çalıştığı günleri sigortalı hale getirebilmek için bir dava açar. Bu dava iki şekilde vücut bulabilir: Hizmet tespiti (sigortalılığın tespiti) davası veya sigortalılığın başlangıç tarihinin tespiti davası. Bu iki dava arasında birtakım farklılıklar bulunmaktadır. Öncelikle hizmet tespiti davasını ele alacak olursak, sigorta girişleri veya primleri konusunda sorunlar yaşayan işçinin, işverenine karşı açabileceği davadır. Bu davanın açılabilmesi için; işçi ile işveren arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmalı, işçi bu hizmet ilişkisi kapsamında bir iş görme borcu yerine getirmeli ve de bu durum (işçinin sigortasız çalışması veya eksik prim ödenmesi) SGK tarafından daha önceden tespit edilememiş olmalıdır. İşçi tamamen sigortasız çalışmış ise bu davayı açması kural olarak, işçinin işten ayrıldığı yılın son gününden itibaren 5 yıllık hak düşürücü bir süreye tabidir. Elbette bu sürenin de istisnaları mevcuttur. Özellikle işe giriş bildirgesi olarak anılan veya dönem bordrosu gibi Kuruma verilen belgeler ya da çalışanın durumunun Kurumca tespit edildiği hallerde 5 yıllık süre işlemez.
Sigortalılığın başlangıç tarihinin tespiti davasında ise sigortaya bildirim bir şekilde (işe giriş belgesi veya farklı bir yolla) yapılmış ancak bildirim olması gerekenden farklı bir tarihte yapıldığından işçi, ilk tarihin tespit edilmesini talep etmek üzere dava açmaktadır. Bu şekilde işe giriş tarihini belgede yazan tarihe çekerek sigortası olmadan çalıştığı süreleri sigortalı hale getirmeye çalışmaktadır. Kural olarak hak düşürücü bir süreye tabi olmamakla birlikte istisnaen işverenlerin geçmiş dönemlere dair belgeleri Kuruma vermesi durumu hak düşürücü süreye konu olabilir. Burada işe giriş belgesinin üzerindeki tarih ile bu belgenin Kurum kayıtlarına geçiş tarihi arasında 5 yıldan uzun bir zaman geçmiş ise hak düşürücü süre bahsiyle davanın reddine karar verilebilir.
Kısacası bu iki dava ile emeklilikte yaşa takılanlar, sigortalı olmadan çalışmış oldukları günleri sigortalı hale getirmeye çalışmaktadırlar. Bu şekilde, düzenlemenin getirdiği menfi hali sigorta hukukuna özgü bu davalar ile lehlerine döndürmek için çaba sarf etmektedirler. Yapılan son düzenlemeyle birlikte yaş sınırı kaldırılmış olsa da Resmi Gazetede henüz yayımlanan bir değişiklik henüz yapılmamıştır. Kaldı ki yapılsa dahi bu davalara başvurmak hukuki bakımdan gerekli olabilir. Bu nedenle iki dava da halen önem arz etmektedir.
Sigortalılığın başlangıç tarihinin tespiti davası veya sigortalılığın tespiti davası hakkında ayrıntılı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.